Çok çalışmak demek, etkili ve verimli çalışmak demek değildir. Etkili ve verimli çalışmak, bilinçli bir biçimde çalışmayı gerektirir. Bir örnekle ikisi arasındaki farkı açıklayayım:

İki zengin düşünün; bunların her ikisi de bulundukları kente bir kitaplık armağan etmek istiyor. Paraları ve güçleri, istedikleri büyüklükte bir kitaplık açılmasına olanak sağlıyor. Kolları sıvayıp işe koyuluyorlar. Önce, gelin bu kişilere birer isim verelim: Birinin adı ‘Bay Çok Çalışan’ diğerinin adı da ‘Bay Etkili Çalışan’ olsun. ‘ Bay Çok Çalışan’, şehrin ulaşılabilir güzel bir semtinde büyük bir arazi üstüne çok büyük bir kitaplık binası inşa ettiriyor ve güçlü bir bütçe ayırarak kitap alımlarına başlıyor. Diyelim, yeni Türk alfabesinin kabulünden sonra Türkiye’de çıkarılan bütün kitapları toplamaya başlıyor. ‘Bay Etkili Çalışan’ da kentin yine gözde olan başka bir semtinde, yine büyük bir arazi üstüne büyük bir kitaplık inşa ettiriyor ve o da kitap alımı için yüklü bir para harcayarak Yeni Türk alfabesinin kabulün den sonra çıkan bütün kitapları topluyor. ‘ Bay Çok Çalışan’, kitaplığı öbür kişiden daha önce bitirip hizmete sunmak için geceli gündüzlü insanları Çalıştırıyor ve inşaatı erkenden bitiriyor. Kamyonlar dolusu kitaplar geceli gündüzlü taşınarak kitaplığın raflarına diziliyor ve gerçekten de öbür kitaplıktan önce kentlilerin hizmetine açılıyor. Kentliler kitaplıktan kitap almak için geldiklerinde, kitaplık görevlileri kitabı bulmakta büyük zorluklar çekiyorlar. Kitaplar kamyonlarla gelip raflara yerleştirilirken herhangi bir düzene uyulmamış olduğu için, istenen kitabı bulmak tamamen tesadüflere kalmış oluyor. Bir kitabı bulmak bazen günler hatta haftalar aldığı için kentli yavaş yavaş bu kitaplığa gitmekten vazgeçiyor ve öbür kitaplığın açılmasını beklemeye başlıyor. ‘Bay Etkili Çalışan’, kitaplar yerleştirilirken her kitabın belirli bir düzen içinde sisteme kaydını geçiriyor; böylece kitabın yazarı, yayın evi, basıldığı yıl, hangi konuda olduğu, kaç bölümden oluştuğu ve kaç sayfa olduğu kitaplık sistemine kaydediliyor. Ancak bu kayıttan sonra kitaplar konularına göre belirlenmiş raflara konuluyor. Kitapların kaydı tamamlanıp raflara konulduktan sonra ‘ Bay Etkili Çalışan’ kitaplığını kentlilerin hizmetine açıyor. Kitaplıktan kitap almak için gelen biri kitabın ya da yazarın adını verince kitap hemen bulunuyor. Belirli bir konuda kitapları incelemek istediğini söyleyen olduğu zaman da görevliler onlara yardımcı olabiliyor. Bir süre sonra kitaplığa gitmek isteyenler çoğaldığında da ‘Bay Etkili Çalışan’ın’ kitaplığı daha da işlevsel hale geliyor. ‘Bay Çok Çalışan’ın’ kitaplığı ise o kadar emek ve paraya rağmen, işlevsiz kaldığından başarısız oluyor. ‘Bay Çok Çalışan’ nerede hata yaptı? Çok çalışmak isteyen öğrencilerin yaptığı hatanın aynısını yaptı! Kamyon kamyon gelen kitaplar önce kitaplığın önişlem ofisine geldiler; bu, beynin Kısa Süreli Bellek’i demektir. ‘Bay Çok Çalışan’ önişlem ofisinde çalışanlara, “Gelen kitapları depoya çabucak aktarın!” dedi ve onlar da gelen kitapları süratle depodaki raflara aktardılar. Ama bir düzen yoktu. Öğrenci de okuduğu bilgiyi, öğreneyim diye hemen ezberlemeye, olduğu gibi Uzun Süreli Bellek’e aktarmaya çalışır. ‘Bay Etkili Çalışan’ ise kamyon dolusu gelen her bir kitaba, ön işlem ofisinde teker teker emek verilmesini istedi. Kitaplar sınıflanacak, her biri gözden geçirilecek ve sistem içinde yerini ve anlamını bulduktan sonra depodaki rafa gidecekti. Öyle yaptılar. Kentlinin kitaplığa gelip kitap istemesi, sınav zamanını gösterir. Kitaplığa gelip her kitap isteyen, sınavdaki her bir soru gibidir. Öğrenci sorunun kendisinden ne istediğini anladığı zaman, hangi kitabın istendiğini bilen bir kitaplık görevlisi gibidir. Eğer kitaplık bir düzen içinde kurulmuşsa, istenen kitabı hemen bulabilirsiniz. Eğer öğrenci etkili ve verimli bir biçimde çalışmışsa, sorunun yanıtını oluşturan bilgiyi hemen bulabilir. Böyle bir düzen yoksa sorunun yanıtını bulması tesadüflere kalmıştır ve bildiğiniz gibi hiçbir başarı tesadüf değildir. Demek ki kitaplığın başarısı, o kitaplığın önişlem ofisinin daha kitaplık kurulurken nasıl çalıştığına bağlı. Bir öğrencinin de sınavdaki başarısı, derse çalışırken Kısa Süreli Bellek’ini nasıl kullandığına bağlıdır. Kısa Süreli Bellek’i nasıl kullanacağını bilmek, başarının sırrıdır.

Doğan Cüceloğlu’nun Başarıya Götüren Aile kitabından alıntıdır.

Remzi Kitabevi 46. baskı s. 59-60-61